Depremin 11.Gününde Genel Durum

Bu enkaz nasıl kalkar diyordum.
Bunca insan nasıl yerleşir?

Gün geçtikçe her şey daha da kötüye gidiyor sanki.
İnsanlıktan umudumu yitirdim.
Canavarlaşan insanlar, polis, asker.
Öldüresiye dövülen yağmacılar.

Herkes adalet dağıtır oldu.

Suriyeli diyip acımadığımız insanlar, savaştan yeni çıktı.
Her yerde kopan kol bacak görüntüleri, cesetler,
Onlar için yeni değil. Tanıdık.
Doğal Afet de değildi onlarınki.
İnsan insana yaptı.
Şehirleri bombaladılar bütün dünya seyretti.
Rus savaşı hali hazırda devam ediyor.

99 depremi üç dakika sürdü.
Asker beşinci dakika sahaya indik diyor.
Didik didik operasyon yapıp haritalandırıp işaretlediler aranılan bölgeler için sıra sıra devam ettiler. Telsiz sistemiyle. Haberleşme sıkıntısı yok.
Yetki vardı. İzin beklemeye gerek yok.

Bu depreme ilk ulaşan kurtarma ekibindeki kadın anlatıyor ki,
‘Şimdi yatın sabah başlarsınız’ dediler.

Şimdi?

Gidilen yere iki kere gitmeler
Hiç gitmemeler…
GSM problemi…

Benim haddime değil eleştiri yazısı yazmak.
Ama bir vatandaş olarak, desteklenen şiddete dayanamıyorum.
İşkence görüntüleri elden ele sevinçle geziyor.
Oh iyi oldu yorumları, on beş kez izledim doyamadım yorumları.
Yahu ben bir kere izlemeye dayanamadım.

Günler geçti…
Hala koordinasyon yok.
Her şey karma karışık.

Sürekli önüme afetin büyüklüğü ile ilgili videolar geliyor. Manipüle son gaz devam ediyor.
Peki tek bir tabak kırılmamış binalar da orada değil miydi?
Asrın felaketi…
Asırlık köprü neden yerinde duruyor?
Romalıları mı örnek alacağız bu teknolojinin içinde?
Bilimin içinde?

Artık sadece rakamlardan ibaret olan vatandaşlarımızın toplam vefat eden sayısı bu kadar mı?
Ölüsünü almak için bekleyen insanlara aldırmadan,
Hala canlı çıkan insanlara rağmen,
Kepçeler enkaz kaldırmaya girdi.
Bu acele neden?
Yurtdışından yardıma gelen ekipler birer birer gidiyor.
Hepsi aynı yorumu yapıyor.
İnsan bedenleri dururken iş makinalarını soktular. Biz buna dahil olamayız.

İçim taşıyor.

Enkaz altında kalan hayvanlar,
O bölgede yaşamaya çalışan hayvanlar…
Bu can pazarının neresindeyiz?

Tuzla’da yaşayan biri olarak, buradaki yardımlaşma ve dayanışma memlekette olan gibi muazzam.
On gün önce herkes geçim derdinden bahsediyordu.
Şimdi ise, kendi çocuğuna pahalı diye almadığı çocuk bezlerini yardım için alıp yolladı herkes.

Fikirlerimiz hep çatıştı fakat her zaman tek yürek olduk.

Bağıra bağıra söyleyerek gezmek istediğim bir şiir..
Üstat Ahmed Arif’ten

öyle yıkma kendini
öyle mahsun, öyle garip…
nerede olursan ol
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne
tükür yüzüne celladın
fırsatçının, fesatçının, hayının…
dayan kitap ile
dayan iş ile
tırnak ile,
diş ile
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni!

Diğer Yazılarım

Yine çizgi film gibi bir gün…

Yine çizgi film gibi bir gün.Alanya’ya anneme yardıma geldim evde tadilatişleri var. Dün epey yorulduk. Manikürlü ellerimle iyi iş çıkardım. Gece buna rağmen uyuyamadım. Kafein?Tazyiksiz

Yazıyı Oku